Hem gözünüzün, hem manevi duygularınızın hem de karnınızın doyduğu bir gezi ile daha karşınızdayım. İstanbul'dan plansız olarak çıktığımız yolda durağımız, Edirne oldu. Evett bu haftanın gezilmeye değer yeri Edirne...
Gelelim Edirne'de gezilmesi gereken yerlere;
Bu gezinin farklı bir özelliği var; Edirne'nin gezilmesi gereken yerlerini, yiyilmesi gereken ciğerini, tesadüfi festivalini, yaklaşık 10 saatte gezmemiz...
Edirne, Marmara Bölgesi'nin Trakya kesiminde, Yunanistan ve Bulgaristan sınırında yer alan benim canım vatanımın güzel şehirlerinden. Bulgaristan ve Yunanistan'la komşu olmasından kaynaklı Avrupai insan çeşitliliği çok fazla ve kişiye başka bir ülkede geziyormuş hissiyatı veriyor. Gezilecek, tadılacak ve atmosferini içine çekeceğiniz çok güzel bir havası olan Edirne, küçük bir yerleşime sahip olduğu için yolları, çok kolay bulunuyor. Gideceğiniz yerler içinse, illa ki size yardımcı olan vatandaşlar çıkıyor. Nüfusu az bir şehir olan Edirne iki farklı türden nüfus artışı yaşıyor. Birincisi, Selimiye Cami'ni ziyarete gelenler hafta sonları şehri canlandırıyor. Şehrin bir diğer kalabalıklaşma sebebi ise Bulgar ve Yunan vatandaşların, euronun yükselişinden ötürü, Edirne'den toplu alışveriş yapmaları.
Gelelim Edirne'de gezilmesi gereken yerlere;
Selimiye Arasta Çarşısı
III. Murat Selimiye camisine gelir sağlamak için Mimar Davut Ağa'ya yaptırtmıştır. Kapalı Çarşı'ya benzerliği ise insanı şaşkına çeviriyor. Naçizane fikrim, tanıdık durumların olması insanın ortama daha sıcak olmasını sağlıyor.
Selimiye Arasta Çarşısı, içinde iki yanda 124 dükkân vardır. Edirne'ye özgü tüm hediyelik eşya ve kurabiyeleri bu çarşıda satılıyor. Evliya Çelebi, buranın 'Kavaflar Çarşısı" olduğunu eserlerinde belirtmiştir. Dua kubbesinde ise dükkân sahipleri, her sabah, doğru iş yapacaklarını ant içtikleri ve dua ettikleri bilinir.
Ustalık Eseri: Selimiye Cami
Edirne'nin simgesi, Mimar Sinan'ın 80 yaşında tamamlandığı Dünyaca ünlü ustalık eseri, Selimiye Cami. Selimiye, 2. Selim tarafından, Mimar Sinan’a yaptırılmıştır.
Muhteşem mimari ayrıntılarının yanında mermer, taş, çini sedef ve ahşap işçiliğinin de en sağlam örneklerini caminin içine girince ihtişamlı bir biçimde görüyoruz. Sanki tüm şehir bu ustalık eserinin etrafına kurulmuş gibi. Edirne'nin neresinde diye soran olursa işte aslında her yerinde.
Muhteşem mimari ayrıntılarının yanında mermer, taş, çini sedef ve ahşap işçiliğinin de en sağlam örneklerini caminin içine girince ihtişamlı bir biçimde görüyoruz. Sanki tüm şehir bu ustalık eserinin etrafına kurulmuş gibi. Edirne'nin neresinde diye soran olursa işte aslında her yerinde.
2011'den beri Dünya Miras Listesi'nde olan Selimiye Cami, uzun ve ince minareleriyle dünya'da tek olan bir eser. Mimar Sinan, iki minareye, şerefelere çıkarken birbirleriyle kesişmeyen üç farklı merdiven yerleştirilmiş. Minareler 85 metre yüksekliğinde. Selimiye Cami akustik özellikleriyle, mermer sütunların üzerine yerleştirilmiş ahşap yapılarıla, üzerindeki işlemeleriyle, tavanındaki Budizm'de sonsuzluğu nitelendiren çark-ı feleğiyle, muhteşem bir yapının bütünlüğünü iliklerinize kadar hissediyorsunuz.
Güçlü bir maneviyat duygusuyla tamamladığım Selimiye Gezim beni gerçekten çok mutlu etti.
Tunca Köprüsü
Selimiye Cami'den çıkıp Sultan II. Bayezid Külliyesi Sağlık Müzesi'ne gitmek istedik gittik fakat saat akşam üzeri 5 olduğu için kapanmıştı. Kısa bir bilgi vermem gerekirse, Sultan II. Bayezid Külliyesi Sağlık Müzesi Trakya Üniversitesi bünyesinde UNESCO Dünya Miras Listesinde olan Osmanlı'nın en gelişmiş tıp medresesi olarak geçiyor.
Müzenin kapanması içimde ükte kalan bir durum olduğu aşikar. Ama siz erkenden gidin gezin. Sonra rotamızı Karaağaç'a doğru ilerlettik. Tunca Köprüsü'nün bulduğu bölge Karaağaç olarak geçiyor. Tunca Köprüsü'nün, asıl adı Defterdar Ekmekçizade Ahmet Paşa köprüsü olarak geçmektedir. Ama halk arasında Tunca Nehri'nin üzerine kurulduğu için Tunca Köprüsü olarak anılır.
Tunca Nehri, Bulgaristan topraklarında, Kocabalkan'ın orta kesiminden ve Korucadağ'dan inen kaynak kollarının Kızanlık Ovası'nda birleşmesiyle oluşur. Öğrendik ki Tunca Nehri; 16. yüzyıla kadar, kentin içme suyu ihtiyacını da karşılayan bir nehir durumundaymış fakat şimdi kurbağaların bile yaşamını zor idame ettirdiği çevre kirliliği ile savaşta. Bu çok üzücü bir durum. Doğayı böyle hunharca tahrip etmek, bu ülkenin hakkettiği bir olgu değil.
Yol Üzerindeki Mutluluk: Edirne Lavanta Tarlası Günleri
Karaağaç ilçesinde tesadüfen yol kenarında gördüğümüz, kalabalığa kapılarak Lavanta Tarlası Günleri'nin son gününe yetiştik. Plansızlık her zaman güzellikler çıkartır karşına diyerekten harika lavanta kokusunu içimize çektik ve lavanta topladık.
Lavanta Tarlası Günleri, Edirne bir lavanta köyü neden olmasın? sorusuyla yola çıkılarak, Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü tarafından gerçekleştirmiş olup, Edirne Karaağaç'ın bu etkinlikle tanıtımı ve turistik bir belde haline gelmesi sağlanmaya çalışılmıştır. Öte yandan etkinlikte Edirne'de üretim yapan kozmetik ve kimya firması PERAJA Edirne Lavanta Tarlası Günleri'nin ana sponsorluğunu üstlenmiştir.
Çok güzel karelerin yakalandığı, tüm fotoğraf tutkunlarının burada tüm meziyetlerini gösterdiği lavanta tarlası doğanın güzelliklerini bize bir kez daha hatırlattı.
Vee Final Edirne Demek Ciğer Yemek Demek!!!
Güçlü bir maneviyat duygusuyla tamamladığım Selimiye Gezim beni gerçekten çok mutlu etti.
Tunca Köprüsü
Selimiye Cami'den çıkıp Sultan II. Bayezid Külliyesi Sağlık Müzesi'ne gitmek istedik gittik fakat saat akşam üzeri 5 olduğu için kapanmıştı. Kısa bir bilgi vermem gerekirse, Sultan II. Bayezid Külliyesi Sağlık Müzesi Trakya Üniversitesi bünyesinde UNESCO Dünya Miras Listesinde olan Osmanlı'nın en gelişmiş tıp medresesi olarak geçiyor.
Müzenin kapanması içimde ükte kalan bir durum olduğu aşikar. Ama siz erkenden gidin gezin. Sonra rotamızı Karaağaç'a doğru ilerlettik. Tunca Köprüsü'nün bulduğu bölge Karaağaç olarak geçiyor. Tunca Köprüsü'nün, asıl adı Defterdar Ekmekçizade Ahmet Paşa köprüsü olarak geçmektedir. Ama halk arasında Tunca Nehri'nin üzerine kurulduğu için Tunca Köprüsü olarak anılır.
Tunca Nehri, Bulgaristan topraklarında, Kocabalkan'ın orta kesiminden ve Korucadağ'dan inen kaynak kollarının Kızanlık Ovası'nda birleşmesiyle oluşur. Öğrendik ki Tunca Nehri; 16. yüzyıla kadar, kentin içme suyu ihtiyacını da karşılayan bir nehir durumundaymış fakat şimdi kurbağaların bile yaşamını zor idame ettirdiği çevre kirliliği ile savaşta. Bu çok üzücü bir durum. Doğayı böyle hunharca tahrip etmek, bu ülkenin hakkettiği bir olgu değil.
Yol Üzerindeki Mutluluk: Edirne Lavanta Tarlası Günleri
Karaağaç ilçesinde tesadüfen yol kenarında gördüğümüz, kalabalığa kapılarak Lavanta Tarlası Günleri'nin son gününe yetiştik. Plansızlık her zaman güzellikler çıkartır karşına diyerekten harika lavanta kokusunu içimize çektik ve lavanta topladık.
Lavanta Tarlası Günleri, Edirne bir lavanta köyü neden olmasın? sorusuyla yola çıkılarak, Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü tarafından gerçekleştirmiş olup, Edirne Karaağaç'ın bu etkinlikle tanıtımı ve turistik bir belde haline gelmesi sağlanmaya çalışılmıştır. Öte yandan etkinlikte Edirne'de üretim yapan kozmetik ve kimya firması PERAJA Edirne Lavanta Tarlası Günleri'nin ana sponsorluğunu üstlenmiştir.
Çok güzel karelerin yakalandığı, tüm fotoğraf tutkunlarının burada tüm meziyetlerini gösterdiği lavanta tarlası doğanın güzelliklerini bize bir kez daha hatırlattı.
Vee Final Edirne Demek Ciğer Yemek Demek!!!
Edirne'ye gelipte ciğer yemeden eve dönmek çok büyük bir kayıt olurdu. İftarı hiç bu kadar heyecanla beklememiştim. Edirne'nin en ünlü ciğercisi Ciğerci Niyazi Usta'dan iftar için yerimizi sabahtan ayırtmış bulunduk. 3-4 katlı bir restorant ama çok meşhur olduğu için yer bulmakta zorlanıyorsunuz. o yüzden rezervasyon şart.
Ciğer sevenler burada ciğer yemeden giderseniz üzülürsünüz. Tatlı olarak ise dondurmalı irmik helvasını hiç böyle yememiştim diyerekten sizi meraklandırarak yazımı sonlandırıyorum. Ben gezdim, gördüm,doydum sıra sizde...
Ciğer sevenler burada ciğer yemeden giderseniz üzülürsünüz. Tatlı olarak ise dondurmalı irmik helvasını hiç böyle yememiştim diyerekten sizi meraklandırarak yazımı sonlandırıyorum. Ben gezdim, gördüm,doydum sıra sizde...
Yorumlar
Yorum Gönder