Ana içeriğe atla

2017 KIŞ: OBJEKTİFİME YANSIYANLAR

Kış gelmeyecekse, kar yağmadıysa ben de fotoğraflarla avunurum...
























          Küresel ısınmanın iliklerimize kadar hissettiğimiz bir yıl geçiriyoruz. Her geçen yıl biraz daha etkisi çoğalıyor. Yaz ayında bir anda hiç alışık olmadığımız dolu fırtınasıyla sarsıldık. Hortumlar ülkemizde çoğalmaya başladı. Yaz aylarında anormal sıcaklık değişimleri olmaya başladı. Tarım da sulama problemleri var. Ülkemiz maalesef ki bu kış aylarında kar yağmamasıyla verimliliğin azalmasından korkuyor. Benim inandığım bir diğer unsur ise kar yağmadığı için bulaşıcı hastalıklar çoğalıyor. Hava kirliliği artıyor. Geçen yıl kardan dışarı çıkamadık. Bu yıl İstanbul kara hasret kaldı. Yoğun bir şekilde sis ve hava kirliliği yaşıyoruz. Sanayi atıkları denizlerimize salınıyor. Kimse üstüne düşen vazifeyi yapmıyor. Biz geldik gidiyoruz ama bizden sonrakiler domatesi dalından yiyemeyecek. Bu benim içimi acıtırken, insanoğlu bu unsuru görmezden gelip "ben yaşayım da benden sonra ne olursa olsun" gözüyle bakıyor. Bırakın doğa kendi bünyesindeki canlılara ne yaparsa yapsın insan olarak artık doğaya müdahale etmeyelim.

          Mesela poşet tüketimini azaltalım. Plastik kapakları biriktirelim. Plastik atıkları denizlerimize atıp yada canım verimli topraklarımıza atıp kirletmeyelim. Çünkü bu topraklarda bir tek biz yaşamıyoruz. Denizler de ise balıkların plastik atıklar yemesini engelleyelim. Kendimize düşen görevleri yapalım. Buzdolabını fazla açık bırakmayalım. İçeriğindeki karbonlar ozon tabakasının incelmesini sağlıyor. Araba alıp durmayın. Toplu taşıma kullanın. Zaten yeterince trafik ve çevre kirliliği var.


          Yukarıdaki fotoğraflarım doğanın güzelliğini ölümsüzleştirdiğim kareler. Şimdi ise hasretle bakıyorum. Bizi doğanın nimetlerine hasret bırakmayın.


Fotoğraflar bana aittir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

YÜKSEK HIZLI TREN, ANKARA VE ANITKABİR GEZİSİ

Merhabalar, gezi yazılarıma bir yenisini daha ekliyorum. Tren yolculukları popülerken bu dönemde bir gezi de biz yapalım dedik. Yüksek Hızlı Tren'le Ankara yolculuğu yapmak için sabah erkenden yola koyulduk. Yaklaşık bir hafta önce PTT şubesinden Yüksek Hızlı Tren biletimizi aldık. 25 yaşına kadar biletlerde öğrenci indiriminden yararlanabiliyorsunuz. Biletleri, internetten de alabiliyorsunuz ama biz kış tarifesine geçtiği için alamadık, Pendik Tren Garı'ndan alabiliyorsunuz yada size en yakın PTT şubesinden alabiliyorsunuz. Ankara'ya günü birlik bir seyahat yaptık kız kardeşimle.Yüksek Hızlı Tren (YHT) kullanarak yaptığımız yolculuğun detaylarını ve Yüksek Hızlı Tren hakkında bilmeniz gerekenleri sizinle paylaşacağım. İlk defa Yüksek Hızlı Tren'e bindim. Anadolu Yakası'nda oturanlar için oldukça rahat olan Yüksek Hızlı Tren Kadıköy-Tavşantepe metrosunda Pendik durağından inip Yüksek Hızlı Tren(YHT) tabelalarını takip ederek aşağıya doğru bir ist...

EN SEVDİĞİM GÖZ KALEMİ: MAC TEDDY GÖZ KALEMİ

MAC TEDDY GÖZ KALEMİ Bir ürün incelemesi postu ile karşınızdayım. Sanırım ilk makyaj ürünüm Mac Teddy Göz Kalemi. Gözlerim ela rengine sahip ve bu elalığı en güzel ortaya çıkaran göz ürünü Mac Teddy Göz kalemi. Aslında tüm göz renklerini ortaya çıkaran değişik bir aurası var. Mac Cosmetics  markasının en ünlü ürünü olan Teddy kalem değişik yansımalara sahip bakırlık ve kahvelik bulunduran kremsi bir kozmetik ürünü. Mac Teddy kalem, yapı olarak çok yumuşak. Gözlerinizin içine sürdüğünüzde kaymak gibi kayıp gidiyor diyebilirim.  RENGİ VE FORMÜLASYONU HAKKINDA Renk olarak yorumlarsam, çok koyu bir kahverengi asla beklemeyin, ışıltılı bronz, hafif kızıllık ve bakırlık barındıran bir renk diyebilirim. Mac Teddy Göz kalemini gözlerimin iç kısımlarına veya eyeliner gibi smokey bir şekilde kullanıyorum. Çok kurtarıcı bir renk olduğu için göz kapaklarımın tümüne yayarak uyguluyorum. Çünkü kremsiliği olsun, kalıcılığı olsun bu kalem göz makyajlarının öm...

PURE BEAUTY CC KREM İNCELEMESİ

           Merhabalar! Bir çok kişi cildimin sağlıklı parlamasının ve temiz durmasının sebebini merak ediyor. Ben de bunun sebebini sizinle paylaşmak istedim. Teşekkür ederim ilk başta. O sizin güzelliğiniz :)          Şimdi ergenlik çağında sivilce çok fazla çıkarmadım en azından yüzümde diyebilirim. Sırtımda çok fazla sivilcelenme yaşadım. Ama yüzümde de çıkınca gerçekten çok büyük sivilceler tek tük olarak çıkıyordu. 20 yaşında su çiçeği geçirdim, bunu ayrı bir şekilde bloğumda bahsedeceğim. Çünkü hayatımın en berbat iki haftasıydı. O sürekten sonra yüzüm gerçekten iflah olmadı. Çok şükür iz kalmadı ama cildim artık eskisi kadar sağlıklı durmuyordu. Sürekli nemlendirmem gerekiyordu. Cildim kurudan yağlıya geçiş yapan bir cilt tipine sahip. Sivilceye meyilli. Cildim hakkında kısa bir özgeçmişten bahsettikten sonra; gelelim BB ve CC Krem arasındaki farka. BB ve CC Krem Ar...