Kış gelmeyecekse, kar yağmadıysa ben de fotoğraflarla avunurum...
Küresel ısınmanın iliklerimize kadar hissettiğimiz bir yıl geçiriyoruz. Her geçen yıl biraz daha etkisi çoğalıyor. Yaz ayında bir anda hiç alışık olmadığımız dolu fırtınasıyla sarsıldık. Hortumlar ülkemizde çoğalmaya başladı. Yaz aylarında anormal sıcaklık değişimleri olmaya başladı. Tarım da sulama problemleri var. Ülkemiz maalesef ki bu kış aylarında kar yağmamasıyla verimliliğin azalmasından korkuyor. Benim inandığım bir diğer unsur ise kar yağmadığı için bulaşıcı hastalıklar çoğalıyor. Hava kirliliği artıyor. Geçen yıl kardan dışarı çıkamadık. Bu yıl İstanbul kara hasret kaldı. Yoğun bir şekilde sis ve hava kirliliği yaşıyoruz. Sanayi atıkları denizlerimize salınıyor. Kimse üstüne düşen vazifeyi yapmıyor. Biz geldik gidiyoruz ama bizden sonrakiler domatesi dalından yiyemeyecek. Bu benim içimi acıtırken, insanoğlu bu unsuru görmezden gelip "ben yaşayım da benden sonra ne olursa olsun" gözüyle bakıyor. Bırakın doğa kendi bünyesindeki canlılara ne yaparsa yapsın insan olarak artık doğaya müdahale etmeyelim.
Mesela poşet tüketimini azaltalım. Plastik kapakları biriktirelim. Plastik atıkları denizlerimize atıp yada canım verimli topraklarımıza atıp kirletmeyelim. Çünkü bu topraklarda bir tek biz yaşamıyoruz. Denizler de ise balıkların plastik atıklar yemesini engelleyelim. Kendimize düşen görevleri yapalım. Buzdolabını fazla açık bırakmayalım. İçeriğindeki karbonlar ozon tabakasının incelmesini sağlıyor. Araba alıp durmayın. Toplu taşıma kullanın. Zaten yeterince trafik ve çevre kirliliği var.
Fotoğraflar bana aittir.
Küresel ısınmanın iliklerimize kadar hissettiğimiz bir yıl geçiriyoruz. Her geçen yıl biraz daha etkisi çoğalıyor. Yaz ayında bir anda hiç alışık olmadığımız dolu fırtınasıyla sarsıldık. Hortumlar ülkemizde çoğalmaya başladı. Yaz aylarında anormal sıcaklık değişimleri olmaya başladı. Tarım da sulama problemleri var. Ülkemiz maalesef ki bu kış aylarında kar yağmamasıyla verimliliğin azalmasından korkuyor. Benim inandığım bir diğer unsur ise kar yağmadığı için bulaşıcı hastalıklar çoğalıyor. Hava kirliliği artıyor. Geçen yıl kardan dışarı çıkamadık. Bu yıl İstanbul kara hasret kaldı. Yoğun bir şekilde sis ve hava kirliliği yaşıyoruz. Sanayi atıkları denizlerimize salınıyor. Kimse üstüne düşen vazifeyi yapmıyor. Biz geldik gidiyoruz ama bizden sonrakiler domatesi dalından yiyemeyecek. Bu benim içimi acıtırken, insanoğlu bu unsuru görmezden gelip "ben yaşayım da benden sonra ne olursa olsun" gözüyle bakıyor. Bırakın doğa kendi bünyesindeki canlılara ne yaparsa yapsın insan olarak artık doğaya müdahale etmeyelim.
Mesela poşet tüketimini azaltalım. Plastik kapakları biriktirelim. Plastik atıkları denizlerimize atıp yada canım verimli topraklarımıza atıp kirletmeyelim. Çünkü bu topraklarda bir tek biz yaşamıyoruz. Denizler de ise balıkların plastik atıklar yemesini engelleyelim. Kendimize düşen görevleri yapalım. Buzdolabını fazla açık bırakmayalım. İçeriğindeki karbonlar ozon tabakasının incelmesini sağlıyor. Araba alıp durmayın. Toplu taşıma kullanın. Zaten yeterince trafik ve çevre kirliliği var.
Yukarıdaki fotoğraflarım doğanın güzelliğini ölümsüzleştirdiğim kareler. Şimdi ise hasretle bakıyorum. Bizi doğanın nimetlerine hasret bırakmayın.
Fotoğraflar bana aittir.
Yorumlar
Yorum Gönder