Merhabalar, sizi farklı bir içerikle karşılıyorum. Sivil toplum kuruluşları Türkiye'nin problem çözme süreçlerindeki can damarı diyebiliriz. Bir çok sivil toplum kuruluşu insanlık adına yardımlar yapmaya çalışıyor. Sadece insanlık ile sınırlamak biraz durumu sıradanlaştırır. Nefes alan tüm canlıların bu dünyada yaşama hakkı vardır. Hayvanlar ve doğanın ekolojik döngüsünün bozulmaması adına bir çok sivil toplum kuruluşu vardır. Türkiye'de birçok vakıf ve dernek vardır. Bu Vakıf ve Derneklerin neler yaptığını, amaçlarını bilmek, vatandaş olarak bir görev edinmemiz gerekiyor.
Benim ise dernekler ve vakıflarla tanışmam TEGV sayesinde oldu. Üniversite yıllarımda faydalı bir birey, doymuş bir vatandaş olmak için gönüllülüğe internet ortamından başvuru yaptım. Bana en yakın merkezi seçtim ve eğitim alarak, donanımlasallaşarak maneviyatımı artırmayı hedefledim. https://tegv.org/gonullu/gonullu-ol-mutlu-gonulluler-ulkesine-katil/ bu adrese tıklayarak gönüllü olabilirsiniz.
TEGV açılım olarak Türk Eğitim Gönüllüleri Vakfı olarak geçiyor. “Türkiye’nin yarınlarında aydınlık yüzler görmenin ön koşulu, bugün çocuklarımızı en iyi şekilde eğitebilmektir.” algısıyla ve farkındalığıyla yola çıkmıştır.
TEGV’in amacı; İlköğretim çağı çocuklarımızın Cumhuriyetimizin temel ilke ve değerlerine bağlı, akılcı, sağduyulu, özgüven sahibi, düşünen, sorgulayan, kendi iç yaratıcılığını harekete geçirebilen, barışçı, farklı düşünce ve inançlara saygılı, insan ilişkilerinde cinsiyet, ırk, din, dil farkı gözetmeyen bireyler olarak yetişmesine katkıda bulunacak eğitim programları ile etkinlikler oluşturmak ve uygulamaktır.
Malesef ki değişen çağa ayak uyduramayan, eşit eğitim alamayan çocuklarımız için TEGV bir mihenk taşıdır. TEGV birçok birimi olan düşsel ve yaratıcılık merkezleridir. Birçok gönüllüsüyle, birim sorumluları koordineli ilerleyip, çocuklara daha yararlı nasıl olunur? sorusuyla yollarına devam etmektedir.
Gönüllüler birimlere gelerek hangi alanlarda ne tür eğitim vereceğini, eğitim ve psikolojik dersler görerek kendini endeksliyor. Birimlere gittiğinizde yıllık eğitim programını öğrenip, daha sonra hangi alanda gönüllülük yapabileceğinizi belirterek, eğitim alıyorsunuz. Çocuk dediğimiz olgu, öğrenmeye ve sormaya açtır. Bizim gibi baskı içinde kapalı kalmış toplumda çocuklarımızı daha özgür soru sormaya teşvik etmeye çalışmamız gerekiyor. Yaratıcılığı ve el becerilerini, beyin fonksiyonlarıyla birleştirerek çocuklara pratik düşünce sistemini güçlendirmeye çalışılıyor.
İşte burada toplumsal sorunlar ortaya çıkıyor. Z kuşağı malesef ki sokaklara çıkamayan bir kuşak. Çünkü,sokaklar tehlike dolu algısıyla ilerleyen ebeveynler çocuklarını televizyon, cep telefonu ve tabletle uyuşturmaya çalışıyor. Peki bu donanımlara sahip olmayan diğer aileler ne yapıyor ? İşte eğitimde eşit olma burada devreye giriyor.
Benim unutamadığım çok fazla anım var. En unutamayacağım 23 Nisan 2017'deki yaptığımız etkinlik.
Benim ise dernekler ve vakıflarla tanışmam TEGV sayesinde oldu. Üniversite yıllarımda faydalı bir birey, doymuş bir vatandaş olmak için gönüllülüğe internet ortamından başvuru yaptım. Bana en yakın merkezi seçtim ve eğitim alarak, donanımlasallaşarak maneviyatımı artırmayı hedefledim. https://tegv.org/gonullu/gonullu-ol-mutlu-gonulluler-ulkesine-katil/ bu adrese tıklayarak gönüllü olabilirsiniz.
TEGV açılım olarak Türk Eğitim Gönüllüleri Vakfı olarak geçiyor. “Türkiye’nin yarınlarında aydınlık yüzler görmenin ön koşulu, bugün çocuklarımızı en iyi şekilde eğitebilmektir.” algısıyla ve farkındalığıyla yola çıkmıştır.
TEGV’in amacı; İlköğretim çağı çocuklarımızın Cumhuriyetimizin temel ilke ve değerlerine bağlı, akılcı, sağduyulu, özgüven sahibi, düşünen, sorgulayan, kendi iç yaratıcılığını harekete geçirebilen, barışçı, farklı düşünce ve inançlara saygılı, insan ilişkilerinde cinsiyet, ırk, din, dil farkı gözetmeyen bireyler olarak yetişmesine katkıda bulunacak eğitim programları ile etkinlikler oluşturmak ve uygulamaktır.
Malesef ki değişen çağa ayak uyduramayan, eşit eğitim alamayan çocuklarımız için TEGV bir mihenk taşıdır. TEGV birçok birimi olan düşsel ve yaratıcılık merkezleridir. Birçok gönüllüsüyle, birim sorumluları koordineli ilerleyip, çocuklara daha yararlı nasıl olunur? sorusuyla yollarına devam etmektedir.
Gönüllüler birimlere gelerek hangi alanlarda ne tür eğitim vereceğini, eğitim ve psikolojik dersler görerek kendini endeksliyor. Birimlere gittiğinizde yıllık eğitim programını öğrenip, daha sonra hangi alanda gönüllülük yapabileceğinizi belirterek, eğitim alıyorsunuz. Çocuk dediğimiz olgu, öğrenmeye ve sormaya açtır. Bizim gibi baskı içinde kapalı kalmış toplumda çocuklarımızı daha özgür soru sormaya teşvik etmeye çalışmamız gerekiyor. Yaratıcılığı ve el becerilerini, beyin fonksiyonlarıyla birleştirerek çocuklara pratik düşünce sistemini güçlendirmeye çalışılıyor.
İşte burada toplumsal sorunlar ortaya çıkıyor. Z kuşağı malesef ki sokaklara çıkamayan bir kuşak. Çünkü,sokaklar tehlike dolu algısıyla ilerleyen ebeveynler çocuklarını televizyon, cep telefonu ve tabletle uyuşturmaya çalışıyor. Peki bu donanımlara sahip olmayan diğer aileler ne yapıyor ? İşte eğitimde eşit olma burada devreye giriyor.
Benim unutamadığım çok fazla anım var. En unutamayacağım 23 Nisan 2017'deki yaptığımız etkinlik.
Yorumlar
Yorum Gönder