Biraz geç bir yazı oldu ama kusura bakmayın.
Sevgililer günü demek bizim için gezmek demek... Vapur havası demek... Vapurda çay içmek demek... Deniz havasını ciğerlerimize doldurmak demek... Bu yıl tüm çiftler sevgililer gününü bir farklı özenle kutladı. Her ne kadar bir çok kişi bu tür özel günlere karşı olsa da artık akışına bırakmış durumda. Sevgili olduğunu her gün hatırlamak, her gün minik hediyeler yapmak sevginizi, aşkınızı daha güçlendiriyor. Bu tür günler karşılıklı bir şeyler istemek yerine, karşılıklı heyecan hissetmek gerekiyor. İşte o zaman sevgi, aşk denir buna.
Sevgililer günü demek bizim için gezmek demek... Vapur havası demek... Vapurda çay içmek demek... Deniz havasını ciğerlerimize doldurmak demek... Bu yıl tüm çiftler sevgililer gününü bir farklı özenle kutladı. Her ne kadar bir çok kişi bu tür özel günlere karşı olsa da artık akışına bırakmış durumda. Sevgili olduğunu her gün hatırlamak, her gün minik hediyeler yapmak sevginizi, aşkınızı daha güçlendiriyor. Bu tür günler karşılıklı bir şeyler istemek yerine, karşılıklı heyecan hissetmek gerekiyor. İşte o zaman sevgi, aşk denir buna.
Bizde bu özel günü kaçarak kutlayalım dedik. İkimizin sevdiği şeyleri yaparak başladık. Termosumuza mis gibi çayımızı demleyip, sırt çantamıza koyup düştük yollara. Kış tarifesine geçen Mavi Marmara Tur ile Bostancı Sahil'den 10.00'da teknemize bindik. Bize en huzurlu gelen adayı seçtik. Burgazada...
Burgazada yazın, deniz kenarlarına kurulu olan rakı balık restorantları ile ünlü. Çok fazla İstanbul'luların kaçamak yaptığı Burgazada kışın sakin ve gezmeye çok müsait. Benim her zaman dediğim gibi yazın çok rağbet gören yerler kışın bir başka çekiciliği oluyor ve uğramadan edemiyorum.
Sait Faik Abasıyanık'ın Adası diye geçer bu ada. Çünkü Sait Faik Abasıyanık'ın evi buradadır ve annesi müze haline getirerek Darüşşafaka'ya bağışlamıştır. Bu ada bir öyküdür bir şiirdir. İstanbul'un Ege'sidir. Yerleşim yerleri oldukça azdır ve köy gibidir. Bir çok denize girilen plajı vardır ve denizi sığdır. Marmara Bölgesi'nin en temiz denizi burada diyebilirim. Diğer adalara oranla romantiktir. Heybeli ve Kaşık adası yönüne bakarsınız kendinizi başka diyarlarda hissedersiniz. Çocuksudur. Eskiyi sevdirir. Yeniden kendini izole etmiştir. Pencerelerden sarkan sardunyadır. Aslında özlediğiniz her şeydir Burgazada...
Burgazada'ya vardığımızda herkesin gittiği yollardan değil de kaybolarak gezmeye başladık. Rengarenk evler, bir köyü andıran bahçeler, sandallar, kediler, köpekler burada her o kadar mutlu ki atmosferin güzel kollarına kendimizi bıraktık. Nefes aldık. Temiz bir nefes. O büyük şehirdeki buhrandan bir an olsun kurtulduk. Hafif soğuk ve bol yağışla ıslana ıslana Burgazada'nın tertemiz sokaklarında yürüyüşümüzü yaptık. Bu esnada fotoğraflık yeri asla fotoğraflamadan geçmedik. Buyrunuz efendim bir kaç kare...
Vapurda yaptığımız çay keyfine doyamayıp, Ergün Patisserie & Cafeteria'ya girdik. Hemen sahil kenarında mütevazi bir pastane. O çocukluğumuzdaki özlem duyduğumuz pastanelerden. Nasıl anlatılır. Ev gibidir. Sevgi satarlar aslında o pastaneler. Mutlulukla da ödenir. Mis gibi patatesli, dere otlu poğaçaları olsun, ekleri olsun tadına doyamadık. Buraya gelip, Ergün Patisserie& Cafeteria'ya uğramadan geçmeyin.
Burgazada'nın o güzel sokaklarında dolaşırken bir kıyı bulduk ki denizi içimizde hissettik. Durup manzarayı saatlerce izleyebilirsiniz. İstanbul'da köy tadında kalmış hala bir yerler var. Adalar bunların en geniş örneği. Burgazada Heybeliada gibi köy tadında, özlenen değerlerin aslında burada dirildiğinin kanıtı olan bir yer. En kısa zamanda vapura atlayıp gidip, sahil yürüyüşünüzü bahane ederek buraya kaçabilirsiniz.
Yorumlar
Yorum Gönder