Ana içeriğe atla

OKUMADIYSANIZ PİŞMAN OLURSUNUZ

         


          
Merhabalar bugün size hayatım boyunca okuduğum ve çok etkisinde kaldığım kitaplardan bahsetmek istiyorum. Kitaplar hayatımızın seyrini değiştiren, insanı geliştiren ve biraz da kafasını başka bir yöne çalıştıran bir materyel. Kitap bence bu dünyanın en güzel nimetlerinden. Elinize alıp o güzel kitap kokusunu içinize çekerek o kitabı hissetmek muazzam bir duygu. Bir şeyler sanal olarak bakmak yerine 5 duyumuzun hepsini kullandığımız aktiviteleri yapmak bana daha somut geliyor. Ne bileyim ister eski kafalı deyin, ister çok nostaljik bir kişiliksin deyin. İnanın bana dijital çağın tükenmesi yakındır. Evet internetten bir şeyler okunması, bilgilerin doğru aktarılması, insanların hayatının kolaylaşması bunlar internetin doğru kullanıldığı zaman bize geri dönen olumlu eylemler. Fakat internet çağımızda inanılmaz amaçlarla kullanılıyor. Artık çocukların hepsi sanal alemde sanal bir kurgunun içinde yaşıyor. Ama kitapla hayallere dalmak varken, beyin hücrelerimizi okuduğumuz o yazılarla senaryolaştırmak varken, kurgu dünyadaki sanal kahramanları özenen bir Z kuşağı ortaya çıktı. Beni okuyan Z kuşağına sesleniyorum. Ne olur kitap okuyalım. Kitap hayallere dalmanızı, bilgilerinizin taze kalmasını, nitelikli eğitiminizin devam etmesi için okumanız gereken çok kıymetli eserlerdir. Uzun lafın kısası okuyun.

PLATON DEVLET


Platon siyasetname tarzındaki bu eserinde ideal devlet nasıl olmalıdır ? sorusunu irdeleyerek inceliyor. Platon'un yaşadığı dönemde Yunanistan'daki demokrasi sona ermiştir. Platon, yaşadığı devrin özelliklerinden de etkilenerek, adaletli bir devletin nasıl olması gerektiği üzerinde araştırmalar yapmıştır. Bu eserde, Platon, ideal devletin özelliklerini ortaya koymaya çalışmıştır. Felsefe kitapları okumayı sevenler ve filozofların düşünüş biçimini merak edenler için, hatta birazcıkta siyasetin nasıl olması gerektiğini sorguluyorsanız bu kitabı kesinlikle okumanız gerektiğini düşünüyorum. Devlet, İslam felsefesini derinden etkileyen bir eserdir. İslam düşüncesinde, Aristotales'in Poetika'sının önüne geçmeyi başarmıştır. Farabi'nin anlayışında Devlet'in etkileri açıkça hissedilmektedir. Konuşmalar (diyaloglar) şeklinde yazılmış olan Devlet, Türkçede birkaç cilt hâlinde yayınlanmıştır.






GEORGE ORWELL HAYVAN ÇİFTLİĞİ

Aklını kullanmayan hiçbir varlık için özgürlüğün değeri yoktur. Hayvan Çiftliği sizi özgürlüğe çağıracak. Aslında farklı bakış açılarına sahip olmamızı sağlayacak. Mesela insanlar hayvanları bir çok sanayi alanda kullanıyor. Düşünsenize biz de bir anlığına onların yerine geçsek özgürlük için çırpınmaz mıydık? Kısıtlayıcı insanlar, engeller koyan insanlar... Biz kendi hedeflerimize duvarlar örmeyi sevdiğimiz için ve bir kafesin içine girip oradan asla çıkmadığımız için özgür değiliz. Bu kitap size özgürlüğü sorgulatacak. George Orwell özgürlük yazarıdır. Tüm kitaplarında özgürlüğün kısıtlanmasını her açıdan irdelemiştir. Hayvan Çiftliği, Bir çiftlikte yaşayan hayvanların bir gün bir domuz tarafından kışkırtılmasıyla beraber yaşamları pahasına ortaya koydukları özgürlük mücadelesi ve bu hakka sahip olduktan sonra da aralarında ne gibi entrikaların döndüğü anlatılmaktadır.




GEORGE ORWELL 1984


Filmini de izleyebileceğiniz bir başyapıt. Üniversite birinci sınıftaki hocam final vizesinde bize bu kitaptan tek bir soru soracağını söylemişti. Ben okumamıştım ve okudum. Savaş Barıştır Özgürlük Köleliktir Cahillik Güçtür. Aslında bu cümle kitabı özetler nitelikte. Hocamız bize tek bir soru sordu ve o soru kitabın ilk giriş cümlesiydi. "Pırıl pırıl, soğuk bir nisan günüydü, saatler on üçü vuruyordu. Dondurucu rüzgardan korunmak için çenesini göğsüne gömmüş Winston Smith, bir toz burgacının da kendisiyle birlite içeri dalmasını önleyecek kadar hızlı olmasa da Zafer Konutları'nın cam kapılarından çabucak içeri süzüldü."  bu giriş cümlesini bize açıklamamızı istedi. Ben de yaklaşık bir buçuk sayfa yazı yazdım. Çünkü zevk aldım bir kitabı analiz etmekten. Karamsar ve ütopik bir kitap. Ama şuan yaşadıklarımıza bakılırsa hiç ütopik değil. Okuyunca çok net biçimde demek istediğimi anlayacaksınız.

Kısaca kitabı özetlersek; Winston Smith’i, Gelecek yıllarda, 1984, “Doğruluk Bakanlığı”nda çalışan bir memur olarak bize anlatıyor kitapta. Kitabın yazarı George Orwell. Winston odada bulunan, çalıştığı yerde, bir borudan, kendisine gönderilen yazıları daha önce yazılmış olanların, eski bilgilerin yerine yeniden yazıyor. Yani, asli görevi olayları ve tarihsel dokümanları, bilgileri değiştiriyor. İşinden memnun, işini iyi yapan biridir. Ama bir gün Winston için herşey değişir. Tüm olacaklar Winston’un antika eşyalar satan bir dükkandan, yaprakları yumuşacık bir defter ve mürekkepli kalem almasıyla başlar. Bu özel defteri günlük yapmaya karar verir. “Tele Ekran”dan görülmeyecek şekilde saklandıktan sonra günlüğünü yazmaya başlar ve artık o düşüncelerini yazmaya cesaret edebilmiş bir düşünce suçlusudur. Suçu “Büyük Birader” diye biri olmadığını, devleti yönetenlerin tarihle oynadıklarını, insanların kandırıldığını düşünmesidir. Bu düşüncelerini doğrulayacak kaynak, ona inanacak kişi arayışına girer.





FRANZ KAFKA DAVA


Elindeki tüm değerleri kaybetmek, kendinin her şeyden soğumasını sağlayabilir ama buna direnmen seni, hayata döndürecek tek kurtuluştur. Bir adamın dünyasının başına yıkılmasını anlatan bir kitap diyebiliriz. Franz Kafka modern dünya edebiyatına bir eser kazandırmıştır. Bu başyapıtı okumadıysanız çok pişman olacaksınız.

Bu arada Can Yayınları bu küçük boy cep kitapçıklarını çıkarttıkları için aşırı sevinmiştim. Kitap okumayı sevenler için her yere koyabileceğiniz kullanışlı bir tasarım olmuş.

Kısaca kitabin özeti; Romanın kahramanı Joseph K. otuz yaşındadır. Bir bankada çalışmaktadır. İyi bir insan olarak tanınır. Değişik işlerde çalışan insanların kıraladığı, kiralık bir evde oturur. Yemeklerini sakin yerlerde yer ve geceleri dokuza kadar çalışır. İçine kapanır, ruhsal bir boşlul içinde, yakın arkadaşları bulunmayan bir bekardır.
Bir sabah, onun bu rutin hayatı parçalanır. İki kişi evine gelerek tevkif edildiğini söylerler. Aradan oldukça bir kaderinin gelişi guzel sivil bir mahkemenin elinde bulunmadığını da görür. Durum karmakarışıktır, şaşkınlık vericidir. Ne gibi bir suç işlediği veya kanunun hangi maddesine göre tutuklandığı kendisine hiç bir zaman söylenmez.




FRANZ KAFKA DÖNÜŞÜM


Modern dünya edebiyatının en önemli yazarlarından Franz Kafka’nın Almanca özgün adı Die Verwandlung olan kitabı Türkiye’de Dönüşüm, Değişim veya Metamorfoz adları ile yayımlanmıştır. Kitap bir dönüşümü, değişimi anlatmaktadır. İnsanın kendi mücadelesi dönüştüğü o hayvana karşı neler hissettiğini anlatmaktadır. Kısaca kitabı özetlersek;

Gregor Samsa, Samsa ailesinin erkek çocuğudur. Gregor Samsa’nın ailesini geçimini sağlamak için pazarlamacı olarak çalışmaktadır.
Bir sabah yatağından kalktığında kendini dev bir böceğe dönüşmüş olarak uyanır. İlk önce buna inanmak istemez yeni durumunu kabullenmek çok zor bir durumdur.
Fakat artık dev bir böcektir Gregor Samsa. Gregor Samsa yataktan kalkıp hareket etmek ister fakat artık o dev bir böcektir yeni bacakları ile hareket etmekte zorlanır.
Gregor Samsa’nın annesi oğlunu uyuduğu sanıp işe kaldırmak için odasına gelir. Gregor Samsa odasını kilitleyip uyuduğundan annesi kapının önünde ona seslenir. Gregor Samsa annesine kalktığını söyler. Fakat Gregor Samsa’nın sesi çok tuhaf çıkmaktadır kendi sesine adeta yabancı olmuştur Gregor Samsa.




KARL MARX KOMÜNİST MANİFESTO


İşte medya , siyaset bölümlerini okuyan bireylerin kesinlikle okuması gereken bir kitap. Karl Marx sayfalarca yazılsa bitirilemez bir düşünür. Bir çok düşünüre de ilham kaynağı olan bir kişi. Karl Marx'ın Marksizm diye bir düşünce sistemi vardır. Bu düşünce sistemi, “Marksizm, Marx’ın görüş ve öğretilerinin sistemidir” Marksizm, klasik Alman felsefesi, klasik İngiliz ekonomi politiği ve Fransız devrimci öğretileriyle iç içe geçmiş Fransız sosyalizmi üzerinde yükselecektir. “Silahlı eleştiri” yani eleştirinin bir silah gibi şiddetli kullanılması Marx’ın temel aldığı yöntemdir. Komünist Manifesto özetinde, işçi sınıfı ile kapitalist burjuvazi arasındaki sınıf mücadelesi birinci ağızdan anlatılır. İşçi hakları ve maaş politikası gibi değerlerin öncesinde işçilerin acımasız çalışma şartlarından doğan kitap, alternatif bir yönetim fikri vermektedir.





KHALED HOSSEINI UÇURTMA AVCISI


Afgan asıllı Halit Hüseyni (Khaled Hosseini ) bu romanını 2003 yılında  İngilizce olarak yazılmış ve yayımlanmıştır. Oldukça ilgi gören bu roman . New York Times'ın en çok satanlar listesinde bir numaraya kadar yükselmeyi başarmıştır. Romandaki olaylar, Kabil, California, Hazaracat ve Pakistan’da geçmektedir.  Afganistan’a Sovyet işgali ile başlayan olaylar,  Taliban’ın kontrolü el alması ve sonrasına kadar uzanmakta olan ileriye ve geriye gidişler ile değişken  bir zamandır. Buna rağmen 1970 ile 2000 yılları arasındaki süreç romanın zamanıdır. Uçurtma Avcısı, Kabil'in Vezir Ekber Han bölgesinden bir Peştun olan Emir isimli çocuğun hikâyesini anlatıyor. Emir çocukluk arkadaşı ve süt kardeşi Hasan'a ihanet edişini unutamamaktadır. Hikâye Afganistan'da krallığın çöküşü, Sovyet işgali, ülkeden Pakistan'a ve Amerika'ya toplu göç ediş ve Taliban yönetimi gibi kargaşalı ortamında kurgulanmış.





ANTHONY BURGESS OTOMATİK PORTAKAL

İşletmecilerin okuması gereken bir kitap olarak geçiyor. Tüm hayvanların en zekisi, iyiliğin ne demek olduğunu bilen insanoğluna sistematik bir baskı uygulayarak onu otomatik işleyen bir makine haline getirenlere kılıç kadar keskin olan kalemimle saldırmaktan başka hiçbir şey yapamıyorum... Alex adlı bir gencin çocukluktan olgunluğa erişim hikayesini anlatıyor. Modern bir klasik olarak nitelendirilen eser, bir klasik olmayı fazlasıyla hakkediyor. Hangi ülkede geçtiğini anlamasam da yazarın kendi ülkesi olan İngiltere'de geçmiş olabileceğini düşünüyorum. Kitapta ülkenin zalim ve otoriter bir rejimle yönetilmesi, adaletsizlikler ve halkın zalimce gerçeklerden uzak yaşamı dile getirilmiş.




STEPHEN KING RÜYA AVCISI


King'in kanserle savaştığı dönemde yazılmış. İçinde olduğu psikoloji de doğrudan kitabın çatısına yansımış durumda. Öncelikle asalak şekilde yaşayan uzaylı bir kansere açıkça benzetiliyor. Beyinde verilen bir savaş geçiriliyor. Kitabı özetlersek; Yirmi beş yıl önce Down sendromlu bir çocuğu zorbaların ellerinden kurtaran ve artık farklı yaşamları ve sorunları olan Beavy, Henry, Pete ve Jonesy her yıl düzenledikleri geleneksel kamp tatili için Maine ormanlarında buluşurlar. Sessiz sakin bir dinlencenin hayalini kuran arkadaşların kampına gelen bir yabancı, gökyüzündeki ışıklar hakkında anlamsız sözler mırıldanmaya başlayınca kamptaki huzur bir anda yok olur. Dört arkadaş tam da bu zoraki misafirden kurtulmanın planlarını yaparken ansızın kendilerini başka bir dünyadan gelen korkunç bir yaratıkla giriştikleri ölüm kalım savaşının içinde bulurlar. Hayatta nasıl kalabileceklerinin sırrı ortak geçmişlerinde ve Rüya Avcısı’nda saklıdır.
Stephen King’in korkunun sınırlarını denediği Rüya Avcısı, eleştirmenlere göre Kemik Torbası’nın ardından yazdığı en ürpertici romandır.



                                                                                                                       
 Tüm görseller bana aittir.
                                                                                                                                                 
ınstgram:hulyaeryilmaz

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

YÜKSEK HIZLI TREN, ANKARA VE ANITKABİR GEZİSİ

Merhabalar, gezi yazılarıma bir yenisini daha ekliyorum. Tren yolculukları popülerken bu dönemde bir gezi de biz yapalım dedik. Yüksek Hızlı Tren'le Ankara yolculuğu yapmak için sabah erkenden yola koyulduk. Yaklaşık bir hafta önce PTT şubesinden Yüksek Hızlı Tren biletimizi aldık. 25 yaşına kadar biletlerde öğrenci indiriminden yararlanabiliyorsunuz. Biletleri, internetten de alabiliyorsunuz ama biz kış tarifesine geçtiği için alamadık, Pendik Tren Garı'ndan alabiliyorsunuz yada size en yakın PTT şubesinden alabiliyorsunuz. Ankara'ya günü birlik bir seyahat yaptık kız kardeşimle.Yüksek Hızlı Tren (YHT) kullanarak yaptığımız yolculuğun detaylarını ve Yüksek Hızlı Tren hakkında bilmeniz gerekenleri sizinle paylaşacağım. İlk defa Yüksek Hızlı Tren'e bindim. Anadolu Yakası'nda oturanlar için oldukça rahat olan Yüksek Hızlı Tren Kadıköy-Tavşantepe metrosunda Pendik durağından inip Yüksek Hızlı Tren(YHT) tabelalarını takip ederek aşağıya doğru bir istikametle 500 m

EN SEVDİĞİM GÖZ KALEMİ: MAC TEDDY GÖZ KALEMİ

MAC TEDDY GÖZ KALEMİ Bir ürün incelemesi postu ile karşınızdayım. Sanırım ilk makyaj ürünüm Mac Teddy Göz Kalemi. Gözlerim ela rengine sahip ve bu elalığı en güzel ortaya çıkaran göz ürünü Mac Teddy Göz kalemi. Aslında tüm göz renklerini ortaya çıkaran değişik bir aurası var. Mac Cosmetics  markasının en ünlü ürünü olan Teddy kalem değişik yansımalara sahip bakırlık ve kahvelik bulunduran kremsi bir kozmetik ürünü. Mac Teddy kalem, yapı olarak çok yumuşak. Gözlerinizin içine sürdüğünüzde kaymak gibi kayıp gidiyor diyebilirim.  RENGİ VE FORMÜLASYONU HAKKINDA Renk olarak yorumlarsam, çok koyu bir kahverengi asla beklemeyin, ışıltılı bronz, hafif kızıllık ve bakırlık barındıran bir renk diyebilirim. Mac Teddy Göz kalemini gözlerimin iç kısımlarına veya eyeliner gibi smokey bir şekilde kullanıyorum. Çok kurtarıcı bir renk olduğu için göz kapaklarımın tümüne yayarak uyguluyorum. Çünkü kremsiliği olsun, kalıcılığı olsun bu kalem göz makyajlarının ömrünü uzatabiliyor.

GÖZENEKLERE ELVEDA:BEAUTY FORMULAS

         Ve yılın ilk yazısıı ... Merhabalar nasılsınız ? 2018 sakin geçiyor gibi. O zaman güzelliğe devam. Size iki üründen bahsetmek istiyorum.            Siyah noktaları yüzünden, cilt temizliğine güvenmeyen kızlar, artık cildinizin tertemiz olmaması için hiç bir etken yok.  Watsons'lara yeni gelen bir marka olan Beauty Formulas bu derdimizi ortadan kaldırmaya bire bir.  Ankara gezimde Ankara Tren Garı'nın içindeki Watsons'tan satın almıştım ve akşamına bu maskeyi kullandım. Yaklaşık 16 Aralık'tan beri haftada 1 kere kullanıyorum. Cildimin gerçekten arındığını hissetirdi bana. Kendi titizliğimden mi yoksa takıntımdan mı bilmiyorum ama, seyahat ettiğinizde ve eve geri döndüğünüzde cildinizi aşırı kirli hissediyor musunuz? Benim cevabım maalesef ki evet... Çünkü her şehrin havası çok farklı, alışkın olduğumuz o havadan cildimizi koparıp başka bir havayla buluşturuyoruz. Mesela doğa yürüyüşleri olsun, yaz tatilleri olsun cildimin çok temiz olduğunu düşünüyorum. Fa